top of page
Mikdat BESNİ

Hayal; fotoğrafçının en iyi arkadaşı olmalıdır.

Richard BACH'ın Martı isimli öyküsü başyapıtlar arasındadır. Yıllar önce okumuştum, bir çırpıda yeniden okudum, susamışım, susuzluğumu giderdi. Öykü; martı Jonathan'ın mücadele azmini, şartlanmışlıkların kelepçe olduğunu, kısıtlamalardan sıyrılıp hedefe

kitlenenlerin mucizeler yaratacağını ortaya dökerek, insanlara yılmadan mücadele etmelerini ve sınırları aşıp başarmayı öğütler. Mevcut düşünce yapımızla, martıların uçmayı öğrenmek gibi bir çabaları olmasına anlam veremeyiz. Ama Richard BACH,

kütlesiyle ölçüşemeyecek oranda dev bir düşünme yetisine sahip olan martı Jonathan’ın, uçmaya alışkanlık ve şartlanmışlık gözlüğüyle bakmak yerine, zincirleri kıran bir yaklaşım seçip verdiği mücadeleyi destansı şekilde öykülemiştir. Jonathan'ın martıların gerçek uçmayı bilmediğini düşünerek, hayal ettiği bir başka boyuta ulaşmasını ve gittiği yeni alemden aldığı hazzı anlatır. Bu devasa içeriğe sahip kitapçıktan beni etkileyen birkaç cümleyi izninizle paylaşmak isterim. "Yaşamak için nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi..." Çok doğru değil mi? Yaşamak; günlük rutinleri

tekrar etmek olmamalı, idealist yapı içerisinde gelişim için çaba göstermek olmalı. Bu ilke, her sanat dalı gibi fotoğraf için de geçerlidir.

Martı Jonathan’ın yaşama bakışı gibi, bizim için de fotoğrafa yaklaşımımızda önemli bir sebebimiz olmalı... Yeni şeyler öğrenmek, keşfetmek ve bir şeyler anlatmak gibi... Ya da sanatçıyım diyenin kendine göre yaratıcılık mentallı farklı sebepleri olmalı.

Daha iyiye ulaşmak için en önemli unsur; hayal dünyasının geniş olması, açık tutulması ve sınırsızlığa uzanmasıdır. Richard BACH'ın deyimiyle; "sınırlayan her şeyi bir kenara atmak ve düşüncenin zincirinden kurtulmak" gerekmektedir. Bizi sınırlayan her ne ise,

onlardan kurtulmamızı sağlayacak en önemli şeyler ise; mevcut durumla yetinmemek, yeni bir şey istemek ve onu hayal etmek gelir... Bence hayal; fotoğrafçının en iyi arkadaşı olmalıdır. İnsanları etkilemek ya da bir düşünceyi, fikri veya konuyu anlatmak için fotoğraf yapıyorsak, makinenin çektiğinden öte sonuçlara uzanmamız gerekmektedir. Bir bakıma Jonathan gibi sınırları zorlamalıyız ve farkı ortaya çıkarmalıyız. Bunu nasıl yapacağız? İşte fotoğrafçı için en zor cevaba sahip soru bu. Günümüzde sayısal çağın geldiği noktada kolay elde edilen ve ulaşılan şeylerden bir tanesi fotoğraftır. Akıllı telefonlarımızın

ekranında uçuşan fotoğraf değersizleşmektedir. İyi fotoğrafı yapmak, işin en zor tarafıdır. Burada fotoğrafçının şuurlu arayışları, en önemli unsur olarak ortaya çıkmaktadır.

Fotoğrafçı için öncelikle farklı, unutulmayacak ve bilinçli fotoğrafçılarca beğenilecek bir kare ortaya koymak zorunluluğu vardır. Bu özelliklere sahip fotoğraf ise kendiliğinden önümüze çıkmaz, öncekilerden farklı, kabul gören eseri yaratmak ve yapmak

zorundayız. İşte sanat burada başlar. Güçlü şekilde aktarılan bir mesaja sahip, özgün ve takdir toplayacak yapıtı çıkarmak için önce hayal etmek gerekir. Sıra dışı yapıtlar önce hayal dünyasında şekillenir. Hayalden fotoğraf çıkarabilmek için; geniş bir hoşgörü, özgür bir düşünce yapısı yanında, düş kurabilme ve imge yaratabilme çabasının olması gerekir. Ardından hayal edilen görüntünün yapılması ve hedeflenen kitle tarafından kabul görmesi gerekir.


Suzan Hanımın fotoğrafı, geçmişte yaşadığımız Soma faciasından sonra paylaşıldı, bu fotoğrafı unutamadım. Çünkü fotoğraf; kömür ocağında yaşanan çaba ve çaresizliği çok güçlü şekilde anlatıyor.

Bence Suzan Hanım’ın düş ile kurduğu güçlü arkadaşlık, çabası, yeteneği ve birikimi bu fotoğrafı ortaya çıkarmıştır... Alışılagelmiş hazır görüntülerle yetinmemiş, hayalinde oluşturduğu yaratıcı ve soyut yapıyı fotoğraflaştırmış. Bu fotoğrafta; "ölümü

hisseden bireyin yaşadıklarını, başına gelenlere isyanını, düştüğü açmazdan kurtulmak için verdiği savaşı, şartları yırtarcasına çaba göstermesini, yok oluştan hemen önceki yaşamak için harcanan büyük gücü ve isteği" gördüm... Bence O bir martı Jonathan...

Selam hayal dünyası içerinde yeni fotoğraf eserleri üretmek için çabalayan Jonathan’lara gitsin...


Mikdat Besni


*

95 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page